Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Polonya Başbakanı: Dünya yeni savaş dönemine girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk, dünyanın yeni bir savaş dönemine girdiğini belirtti.

Polonya Başbakanı Donald Tusk,

Polonya Başbakanı Donald Tusk, 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana en kritik dönemlerin yaşandığına işaret ederek dünyanın yeni bir savaş dönemine girdiğini kabul etmesi gerektiğini söyledi.

Basına konuşan Tusk, gelecek iki yılın her şeyi belirleyeceğini vurgulayarak “Kimseyi korkutmak istemem ama savaş artık geçmişte kalmış bir şey değil. Bu gerçek ve aslında iki yıl önce başladı. Şu anda en rahatsız edici olan şey, kelimenin tam anlamıyla her türlü senaryonun mümkün olduğu gerçeğidir.” dedi.

Tusk, savaş dönemine girildiğini, özellikle genç nesil için bunun kulağa yıkıcı geleceğini ancak zihinsel olarak yeni bir dönemin gelişine hazırlanılması gerektiğini dile getirdi.

Ukrayna’nın durumunun bir yıl öncesine göre çok daha zor ama aynı zamanda savaşın başlangıcına göre çok daha iyi olduğunu belirten Tusk, “Ana görevimiz Ukrayna’yı, Rus işgalinden korumak ve Ukrayna’yı, bağımsız ve bütünlüklü bir devlet olarak muhafaza etmek olmalıdır.” ifadesini kullandı.

Başbakan Tusk, Polonya’nın, Ukrayna ile olan tarım ve ticaret politikası anlaşmazlıklarına ilişkin ise şunları kaydetti:
“Muhtemelen Avrupa’daki en Ukrayna yanlısı siyasetçi benim ama vatandaşlarıma karşı sorumluyum. Polonya’nın başbakanı olarak ülkenin temel çıkarlarını korumakla sorumluyum. Polonyalılar büyük bir bedel ödüyor. Ukrayna’yı destekleme konusunda kimse Polonya ile rekabet edemez. Ukrayna’ya elimizden geldiğince yardım etmek istiyoruz ancak son Avrupa Konseyi zirvesinde Ukrayna ile serbest ticaret fikrinin yeniden şekillendirilmesi gerektiğini savundum. Bu konuda Ukrayna ile adil bir anlaşma yapılmasını istiyorum.”

Tusk, ayrıca, ABD ile güçlü bir ittifaka ihtiyaçları olduğunu aynı zamanda savunma açısından da bağımsız ve kendi kendilerine yeterli olmaları gerektiğini kaydederek “Görevimiz, ABD Başkanı’nın kim olacağından bağımsız olarak transatlantik bağları geliştirmektir.” değerlendirmesinde bulundu.