Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

ABD’nin borçları alarm veriyor

ABD Kongresi’nin Bütçe Ofisi’ne göre, borcun milli gelire oranı ise sürdürülebilir seviyede değil. Simülasyonlara göre ülkede federal hükümetin borcu İkinci Dünya Savaşı’ndan bile daha yüksek bir seviyeye ulaşabilir.

ABD Kongresi'nin Bütçe Ofisi'ne
 

ABD’de Kongre Bütçe Ofisi’nin (CBO) son tahminlerine göre ABD hükümetinin borçları alarm veriyor.

Analizlere göre, ABD’de hükümet borcunun Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya (GSYH) oranının 2034’e kadar yüzde 116’ya ulaşabileceği tahmin ediliyor. Bu oran İkinci Dünya Savaşı döneminden bile daha yüksek. Geçen yıl bu oran yüzde 97 seviyesindeydi.

Öte yandan piyasanın faiz oranlarına ilişkin mevcut görüşü eklendiğinde borç/GSYH oranı 2034’te yüzde 123’e yükselebilir. Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın vergi indirimlerinin sabit kaldığı görüşü de eklendiğinde bu oranın yüzde 140’lara yaklaşması bekleniyor.

BORÇLAR SÜRDÜRÜLEMEZ BİR YOLDA

Bloomberg Economics, borç görünümünün kırılganlığını değerlendirmek için bir milyon simülasyon gerçekleştirdi. Simülasyon sonuçlarına göre önümüzdeki on yıl içinde borcun GSYH’ye oranı artmaya devam edecek. Simülasyonların yüzde 88’inde sonuçlar, borcun GSYH’ye oranının sürdürülemez bir yolda olduğunu gösteriyor.

Biden yönetiminin önerileri faiz giderlerini rahat seviyelerde tutmaya devam ederek önemli ölçüde açık azaltma öneriyor. Ancak böyle bir planın hayata geçirilmesi için iki partiye bölünmüş Kongre’nin harekete geçmesi gerekecek.

Biden yönetimi, şirketlere ve zengin Amerikalılara yönelik bir dizi vergi artışını içeren bütçesinin mali sürdürülebilirliği artıracağı söylese de iki partili Kongre’nin buna onay vermesi gerekiyor.

Temsilciler Meclisi’ni kontrol eden Cumhuriyetçiler, büyüyen bütçe açığını azaltmak için sert harcama kesintileri istiyor. Senato’yu yöneten Demokratlar ise harcamaların değil faiz oranları ve vergi gelirlerinin kilit faktörler olduğunu savunuyor. 

‘KORKUNÇ BİR YERDE’

Ekonominin ağır topları da uzun vadeli görünümün tedirgin edici olduğu konusunda hemfikir. Eski IMF baş ekonomisti Kenneth Rogoff, borç seviyesi yükselmeye devam ettikçe zorluklar yaşanacağı görüşünde.

Hazine Bakanı Janet Yellen, geçen ay senatörlere yaptığı açıklamada “Açıkları azaltmamız ve mali açıdan sürdürülebilir bir yolda kalmamız gerektiğine inanıyorum” demişti.

Fed Başkanı Jerome Powell da bu yılın başlarında politikacıların sürdürülemez borçlanma konusunu ele almaları için ‘zamanın geldiğini ya da geçtiğini’ söylemişti. Eski Hazine Bakanı Robert Rubin ise ocak ayında yaptığı açıklamada, ülkenin açıklar konusunda ‘korkunç bir yerde’ olduğunu belirtmişti.

ABD BORÇ KRİZİNE GİRERSE DOLARIN KONUMU DEĞİŞİR

Peki ABD borç krizine girerse ne olur?

Halihazırda ABD doları küresel rezerv para birimi olmaya devam ediyor. ABD hazine tahvillerine olan yatırımcı güveni de oldukça sağlam. Böylesine bir borç krizinin gerçekleşmesi, yatırımcıların sonsuz güven duyduğu bir varlık olan ABD Hazine borcuna olan güvenini sarsılması anlamına gelecek. 

Bu tür bir güven kaybı ise doların dünyadaki konumunun aşınmasının dönüm noktası olabilir. Bu da ABD’nin sadece ucuz finansmana erişimini değil, aynı zamanda küresel güç ve prestijini de kaybedebilir.